KARAKOCAN SEVDALILARI |
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
ŞİİRLER
|
YAR KARAKOÇAN
Deli rüzgarların estiği yerde
Yüzüne bakılmaz orda namerde
Diyar-ı gurbette düşenler derde
Senden şifa umar ver Karakoçan.
Temmuzda çıkmalı Çılle Dağı'na
Yeşilbelen'deki Mir otağına
Kekik, nane kokan yayla yağına
Bandırır ekmeğin yer Karakoçan.
Özlüce'de sular nura dönüşür
Tarlada başaklar una dönüşür
Eylülde kilolar una dönüşür
Vaktinde pancarın der Karakoçan.
Kalecik yörenin mesire yeri
Kızılca'nın meşhur kızıl mermeri
Gün geçtikçe artar kadr-u değeri
Kemeri beline dar Karakoçan.
Süt ile yıkanmış Kuşçu'nun taşı
Tarih kadar eski Lahan'ın yaşı
Borani, zerebet değişmez aşı
Yanmış yüreklere kar Karakoçan.
Badran'a yönelir ehli dert olan
Gönülde hasrettir, gözlere dolan
Doğrular burcunda yeşermez yalan
Değişen yüzlere ar Karakoçan.
Yüzevler'de Battal gören gözümdür
Deveci'de tüten ocak özümdür
Cemal Abdal dışa taşan sözümdür
İyiye güzele yar Karakoçan.
M. Faik GÜNGÖ
|
OHI DERLER BURAYA
Ohi derler buraya
Bir güzel ova bir güzel şehir
Binlerce can içre akan
Şenlikli bir nehir
Havası başka,suyu başkadır buranın
Baharı bir başka güzü bir başka
Selam söyler cümle yârânın
Sevdası bir başka,özü bir başka
Övünmez tarihiyle,gençliği bir özellik
Her bir köşesinde ayrı bir güzellik
Bembeyaz örtüsüyle kışı
İlkbaharda göz alabildiğince yeşillik
Ohi derler buraya,bir güzel mekân
Bir güzel çaydır akan
Türküleriyle,manileriyle
Geleneğiyle,göreneğiyle
Barajıyla,kanalıyla
Dört bir yana yayılmış köküyle dalıyla
Köklü bir çınar yürek yakan
Ohi derler Karakoçan'ıma
Sevdası işlemiş kanıma
Söz eksik,şiir anlatamaz
Destanlar gerek can Karakoçan'ıma.
Fadıl KARLIDAĞ
Golan
Golan tepelerinin asi kızı,
Özlü suları kadar berak,
Suretinde çizilidir özgürlük...
Esmer rüzgarlarında,
Dalgalanırken saçların,
Bir ayrılık busesi gizlidir,
Günebakan bakışlarında...
Ayrılık özlem bulutlarıyla yüklüdür,
An gelir,
Kanatır yaraları,
An gelir,
Mutlu bir tebesümdür,
Golan tepesinde, açan güneş gibi... |
|
Ahmet Çetin
|
Kaç Acı Eskitti Bu Şarkılar
Ayrılığın tarlasında yeşerttiğim
Pişmanlık çiçeklerini
Vicdanımın bulutlarındaki
Acı yağmurlarıyla suluyorum.
Hala suluyorum…
Tarla senin;
Çiçekler,
Bulutlar,
Yağmurlar benim.
Bir deli poyraz oldum
Yağıyorum.
Uzak Dersim çiçeklerini
Ve köküne süt yürümüş yemişleri
Yıkasın Munzur.
Rüzgâr olup eserim
Mazgirt’in ormanında,
Şimşek olup çakarım
Şamuklu ovasında,
Yağmur olup yağarım
Karakoçan yaylasına;
Yağarım yağmasına
Ama,
Suladıkça soluyorum… |
|
Gürkal Gencay
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Bugün 8 ziyaretçi (9 klik) kişi burdaydı! |
|
|
|
| | |